Neden Ders Çalışmalıyım? Ders Çalışmama İsyanları ve Kabulleniş

Merhaba!

Bu yazımda sizlerle birazcık ders çalışmak üzerine konuşmak istiyorum. Ülkemizde ne yazık ki eğitim gittikçe körelmeye başlamış durumda. Bundan hem öğrenci olarak bizler etkileniyoruz hem de aslında toplumsal düzeyde bir etkisi oluyor.

Öncelikle “ders çalışma”nın kötü bir şey olmadığını ve partiye gitmek yerine ders çalışan birisinin daha az ‘havalı’ olmadığı gerçeğini bence hepimiz biliyoruzdur ama olsun bir kere daha söylemekten bir şey çıkmaz :)

Neden ders çalışıyorum?

Diploma arkadaşlar diploma, her şey diploma.

Elbette olay bu değil. Şimdi sizinle birkaç tane ders çalışmama isyanı hakkında konuşmak istiyorum.

İSYAN 1: Bu konular benim alanım değil, neden öğrenmek zorundayım?

Elbet çıkıyor bir gün işe yaradığı yer. Ama ben size şöyle kısaca özetleyeyim. Diyelim ki Tarih okuyorsunuz ve bu yüzden matematik dersine çok kırgınsınız, anlıyorum. Ama yıllar geçtikçe şunu görüyorsunuz ki matematik bilen bir sosyal bilimci, analitik bakış açısını öyle bir geliştirmiş oluyor ki etrafında bu isyanı sürdürenlerden hemen ayrılıveriyor.

Yahut Makine Mühendisliği öğrencisi olabilirsiniz ve sosyal bilimler seçmelilerine karşı biraz önyargılısınız; lütfen olmayın! Yukarıdaki durum gibi, bir mühendis olarak sadece sayısal problemleri çözmek işin sonunda bir yerde tıkanmanıza sebep olacaktır. Bu tür derslerin kavramsal bir bakış açısı geliştirip, düşünsel yollarla özellikle projeler adına geliştirici özellik kazanmanıza katkısı göz ardı edilemez.

ÖZET: Çözeceğiniz 3 katlı integraller ya da okuyacağınız bir Shakespeare eserinin özünden ziyade zihninizi o alanlarda ne kadar yorduğunuz size geri dönecek, bunu unutmamanızı tavsiye ederim.

Bonus!: Ortamlarda sohbet muhabbet ederken konuşacak bir konunuz olur arkadaşlar yapmayın etmeyin, bilmekten zarar gelmez. Mümkün olduğunca kapmak lazım. (İntegral konuşulan bir ortama hiç girmedim ama olsundu).

İSYAN 2: Bu öğrendiklerimin gerçek hayatta karşılığı yok, yarısı lüzumsuz niye öğreniyorum/Ne işime yarayacak?

Bu arkadaş isyanında tamamen haksız sayılmaz. Gerçekten beynimin bir tek hücresini bile kullanmadığım, saçma bir sürü şeyi çalışmak zorunda kalmadım mı, vallahi kaldım. Ama bütün resme bakarsak bu isyanın karşısında sağlam bir argümanım var: Yaptığımız her şey düşünme kapasitemizi artırıyor ve dolayısıyla kendimizi geliştirme şansımızı da. Üniversite sınavı da böyle aslında; onca alandan onca çeşit soru çözmek zorunda bırakılışımız, çok fazla insanı bir şekilde elemek zorunda kalan sistemin bulduğu bir çözüm yolu: Bunca alana adapte olabileni al, gerisi kalsın. (Serde moleküler biyoloji var, yazıya doğal seçilim-yapay seçilim eklemesem bir yerime bir şey olur diye korktum, kusuruma bakmayın.)

Ayrıca şunu da söylemekte fayda var, bölüme başladıktan 4-5 yıl sonrasında hangi alana yöneleceğiniz değişmeye çok açık. O yüzden eski bir tarihte aldığınız ve o an isyan ettiğiniz istatistik dersi mezun olduktan sonra şaşırtıcı bir şekilde işinize yarayabilir, geleceği de düşünmekte fayda var :)

İSYAN 3: Şimdi ders çalışmak yerine yapacak bir sürü şey var neden çalışayım?

Bu arkadaş da kesinlikle haksız sayılmaz. Hele İstanbul’da öğrenciyse ve dahi Boğaziçi’nde öğrenciyse haklılığı daha da artar. Burada da devreye işlerimizi zamanında yapıp o konsere gitme vicdani rahatlığına kavuşarak halledeceğiz arkadaşlar. İşlerimizi nasıl zamanında yaparız, daha verimli nasıl çalışabiliriz kısmı da çok yakında gelecek lütfen takipte kalın.

Yazı çok uzamasın ikinci yazıda görüşelim istedim.

Güzelliklerle kalın!

Ezgi